DİRENECEĞİZ!

 Direneceğiz!

       Bu bir şikayet değil aksine bir öfkenin dayanamayıp dışavurumudur.

       Biriktirdiğim her düşün, her umudun yavaş yavaş elimden kaydığını görmenin acılığını bedenimi bir taş misali duvara çarparak hissetmek istiyorum.Ufalanmış her taş parçasında kendimden bir parça göreyim ve umuda set olanların gözlerinin içine atayım.Atayım ki öfkeyle yoğrulmuş ama korkularından dışarı çıkamamış her kelimenin sivriliğinde kinimle bir ok gibi zalimin gözünü çıkarayım.Öfkeliyim ,çünkü sadece gençlik yıllarımın en verimli yıllarını sisteminizin içinde kaybetmekle kalmadım ,bir ömür içimdeki mücadeleyi ayakta diri tutacak bir isyan yoksunluğu yaşamaktayım.


      Mücadele adına olacak her öfkemizi bastırdınız,konuşan her kalemimizi kırdınız ,bağıran her sesimizi susturdunuz.Bizleri rızklarını insanın elinden bekleyen paranın kölesi kontrol edilebilir kuklalar haline getirdiniz.Bizler zorbalıklar karşısında meydanları dolduran ve fikirlerini korkmadan haykıran bir gençlik hayal etmiştik ama hayat düşlediğimizin aksi yönde bizden uzaklaştı ve tiranlarla başbaşa kaldık.Hazırlıksızdık ,suskunduk, korkmuştuk ve yalnız bırakılmıştık.Elimizden tutmasını umduğumuz  her akım her şahıs bize sırt çevirdi ve yenilgiyi kabul etmek zorunda kaldık.En acınası durum da fikretme özgürlüğünden mahrum her emre itaat eden köleler haline geldik.Gördüğü en küçük engel karşısında uğruna mücadele etmeyi düşündüğü fikirlerini bir kenara atan ve sisteme entegre olmaya çalışan kişiler haline geldik.Tek suçlu biz miyiz?Hayır,bizlere hep susmamızı, sorgulamamız yerine itaat etmemizi  emreden herkes, asıl suçlular sizlersiniz.Bizlere miras olarak bıraktığınız budur.Bizler böyle olmamalıydık.Yarına dair nice umutlar ,nice güzellikler beslemiştik oysa.Adaletin temel kabul edildiği onurlu hayatlar düşlemiştik oysa.Hepsini yok ettiniz ,yarına dair atılan her adımın önünü setlerle çevirdiniz.Zorbalıklarla çevrili bu zamanın ortasında fikirlerimizi bileceğimize ,fikirsizliğin sert darbeleri altında inliyoruz ve inlediğimizin farkında bile değiliz.

        Bıraktığınız bu ‘düşünme ,itaat et’ mirasınızı bir gün yüzünüze vurduğumuzda sebep olduğunuz bu  geri dönülemez  felaketin farkına vardığınızda her şey için geç olduğunu anlayacaksınız.Gönül ister ki daha erken farkına varırsınız ama gözlerinizin içine baktığımda bunun imkansız olduğunu görüyorum.

       Her hicret bir inkılaptır” demişti Ali Şeriati.Fikirden ve mücadeleden yoksun bir toplumdan hicret etmeye karar vermek zordur ama asla bir kaçış değil, aksine kendini bulmak adına en doğru karardır.Evet sahte yüzlerin hadsafhada olduğu zor  bir devirdeyiz.Peki bu boyun eğmek için bir engel olabilir mi? Onurlu yaşamayı arzulayanlar için olamaz.Her şeye hazırlıklı olmak için okuyacağız ,göreceğiz ,sorgulayacağız ve mücadele edeceğiz.Bizler bu karanlık devirde yaşanan her zorluğa karşı umudumuzu kaybetmeyeceğiz ve direneceğiz, çünkü direndikçe gücümüz artacak.

       Son olarak ben bedenen ve ruhen  yorulmuş olduğumu hissetsem de inancımın bana gerektirdiği gibi zorbalığınıza itaat etmeyi ve sisteminize köle olmayı red edeceğim.

                

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Acıyı Anlamak mı ,Hissetmek mi?

DEMÊN TARÎ